Potansiyel kelimesi, gizli kalmış, henüz açığa çıkmamış, kullanmaya hazır güç, yetenek demek sözlük anlamıyla. Büyük işler yapmaya başlamadan hemen önceki anda sahip olduğumuz, harekete geçirmediğimiz güç. Doğru ve zamanında kullanılırsa, farklı alanlarda harikalar yaratabileceğimiz bu güç her insanda mevcut aslında. Ancak bazen sahip olduğumuz potansiyeli çeşitli ve kendimize göre haklı nedenlerle kullanmayız, kullanmak istemeyiz. Her zaman bahanelerimiz vardır. Fırsat bulamayız. Bazen nasıl olduğunu anlayamadığımız bir şekilde, ortaya çıkacak olduğu varsayılan faydayı ölçüp, potansiyelimizi kullanmaya değer bir durum olmadığını söyleriz kendimize, içten içe. Sonra, potansiyelini kullanabilen azınlığın, her anlamda farklılaştığını, geliştiğini, yükseldiğini ve zenginleştiğini görürüz. Bu durumu, bizde olmayan, göreceli olarak kötü sayılabilecek, yağcılık, adam kayırma, şans gibi faktörlere bağlama hali başlar. Potansiyelimizi kullansak da bu avantajlara sahip olmadığımız için bizdeki potansiyelin işe yaramayacağını düşünürüz. Tüm bu düşüncelerimizde kısmen haklı olabiliriz. Ama esas mesele, potansiyeli kullanmak üzere aksiyon almamamızın sebebinin bunlar olmamasıdır. Mesela olduğunu varsaydığımız potansiyele inanmıyor olabiliriz, potansiyeli kullanıp başarısız olmaktan korkuyor olabiliriz, şikâyet etsek de olmak istemediğimiz bu mevcut durum, hareket etmemizi gerektirecek kadar rahatsızlık vermiyor olabilir bize. Mevcut durum, güvenlidir, yeni şeyler öğrenmek gerekmez, meydan okuma yoktur, kaybetmek yoktur, sınırları zorlamak ve çatışma yoktur. Yetinebilenler için güzel bir yerdir yani.
Yıllar geçtikçe geldiğimiz yere bakar ve nerde olduğumuz anlamak için, kendimizi başkaları ile karşılaştırırız. Öğretiler ve inançlar böyle bir karşılaştırmayı yapmamamızı veya kendimizden kötü durumda olanlarla yapmamızı öğütler, ama biz yine de karşılaştırırız. Bazen bu öğüde uyar “olsun buna da şükür “deriz. Uzun sürmez. Küçücük bir şey olur, karşılaştırma sistemi tekrar çalışmaya başlar ve geçmişi sorgularız. Neden yaptım? Neden yapmadım? Nerede hata yaptım? Sonra bu sorularla gelen kendini yıpratma süreci başlar. İşte bu keşke dönemi bir hayli yıpratır insanı. Bu nahoş halin sebebi potansiyeli daha iyi kullanabilirdik ama boşa gitti hissidir.
Tabi ki herkes bu durumu yaşayacak diye bir kural yok, ancak büyük çoğunluk hayatının bir döneminde bu durumla yüzleşir. Bu yüzleşme farkına varabilen için oldukça verimli ve üretken bir sürecin başlangıcı olabilir.
80 yaşında üniversite bitirenler, birdenbire çok iyi kazandığı işini bırakıp aşkla yapacağı işler bulanlar bu durumu anlatan güzel örneklerdir. Kimi insanlar bu değişimi kendi başına gerçekleştirme yeteneğine sahiptirler. Kimileri yaşadıkları bir travma sonucu değiştirirler. Kimileri de karar verdikten sonra arkadaşlarından, yakınlarından bazen de profesyonellerden destek alırlar.
Hangi yöntem ile olursa olsun potansiyeli iyi değerlendirdiğini bilmek insana iyi gelir.
Öner OKLAN
Koç-Eğitmen / 01.03.2022